PUSULA GAZETESI SASIRDI! YASAYAN AHMET'I ÖLDÜRDÜ!...

PUSULA GAZETESININ BU HABERI YALAN!..

Zonguldak Yerel Gazetesi Pusula'nin 16.Nisan 2020 Persembe günü yaptigi haber:'Gökçebeyli Kömürcü Ahmet salgina yakalandi.' haberi koskocaman YALAN HABER...

 Gökçebey Uzunahmetler Köy sakinlerinden Ahmet beni aradi ve dedi ki, abi;' Pusula Gazetesi beni salgina ugradi diye yazmis ve devaminda, Ahmet’in esi ile iki çocugu salgini atlatti. Koa’li olan Ahmet, Hakkin rahmetine kavustu. Cenazesine kimse alinmadi. Gökçebey’de aile kabristanina görevlilerce, sessizce gömüldü.

16 Nisan 2020' demis...

Ahmet devam ediyor;" BÖYLE GAZETECILIK OLUR MU??? "diye sitem ediyor... Ve, Cuma günü Cumhuriyet Savciligina giderek hukuken hakkimi arayarak sikayetçi olacagimi" dedi.

 Pusula Gazetesi'nin haberine göre;” Gökçebeyli Kömürcü Ahmet salgina yakalandi

16 Nisan 2020 18:14:23

Karadon ocaginda, yerin 358 metre derinligindeki damarda kömür kaziyorlardi; Eregli’den Ziya, Gökçebey’den Ahmet, Kurucasile’den Remzi, Bartin’dan Mehmet, Çaycuma’dan Hayri. Yerin altinda saate bakmazsan, saatin kaç oldugunu bilemezsin.

Orada, ne yönü bilinirsin, ne de günesi, ne de doganin yesilligini görürsün, her yerin karanlik oldugu bir ortam. Nereye baksan, kara taslar, soluklandirma borulari, aydinlatma isiklari, tasiyici faytonlar, su ariklari, kablolar, kazmalar, kürekler, basinçli tabancalar, dinamit lokumlari, kömür topaklari ile yüzleri elleri, giysileri kapkara kömür isçileri. Herkes isini biliyor; kimi gedik göçmesin diye agaç ile berkitiyor, kimi elektrik çekiyor, kimi vagonlari sürüyor, kimi domuz daminda kömürü kazarak ilerliyor, kimi onarim yapiyor.

Saate baktilar, ögle yemegi vakti gelmis. 50 yaslarinda, karayagiz, güçlü, pazulu, palabiyikli döney-vardiya dayisi Ismail seslendi,

- Ögle yemegi molasi. Isi birakin yegenlerim.

Birlikte çalisan, Ziya, Ahmet, Remzi, Mehmet, Hayri ortaya serdikleri gazete üzerine, o gün evden getirdiklerini yerlestirdiler. Yiyecekleri de; domates, biber, sogan, çökelek, ev ekmegi, yumurta, zeytin, peynir, bazen de sefertasi içinde kuru fasulye, karalahana sarmasi, taze fasulye, ya da kirli kistirmasi. Herkese bir bütün ekmek. Ekmekten koparilan parça kasik, çatal gibi kullaniliyor. Remzi, getirdigi 4 sogani yumruguyla kirip, esit olarak herkese dagitti.

40 yaslarinda, kisa boylu, tiknazca, açik tenli, yesil gözlü Ahmet’e bir kuru öksürük tuttu, durmadan öksürüyor.

- Öhö öhö öhö

- Ülen Amet, yemegin içine öksürme len! Tiksindiriyon! Agzini

kapasana len,

- Abem ne edem, ben de rahatsizim amma bu kuru öksürük bi haftadir bi türlü geçmedi.

Çin’de bir salgin baslamis, ancak Saglik Bakani Fahrettin Koca’nin deyisine göre Türkiye’de belirlenen bir olay yokmus.

20 yasinda lise mezunu Mehmet,

- Türkiye’de tani yapacak bir düzenek yok da ondan yok deyola abe.

Hayri,

-Bizim Baskan, bir iki haftadir televizyonlarda konusmuyor. Çevresindeki silahli korumacilarin yanisira bir de sicaklik ölçen saglikçi kümesi var. Gedey-salon toplantilari, Saray yemekleri biçak gibi kesildi. Ne var bilmem valla. Pek hayirli durum yok gibi geliyor bene!

Soma’daki kazada 301 kisi öldükten sonra yeraltinda çalisanlar, çift aylik aldiklarindan, gelirleri 7-8 bin TL’yi buluyordu. Bu para Zonguldak ile Bartin’da geçinmek için yeterdi.

- Ülen bu korona dedikleri Türkiye’ye gelirse yandik valla. Salgin nedeniyle, ocaklar kapanirsa, isçilere ocak eklentisi yapilmayacagindan biz gelir yari yariya düser valla.

- Çoluk çocuk okutuyoz. Çok zorlaniriz. Allah esirgesin.

O sirada vardiya dayisi, Dayi Ismail bilgiç bilgiç söze karisti,

- Hökümet mutlaka tedbirini almistir. Ülen Çatagazi termik santalinin kullandigi 3000 kalorilik kömürü biz veriyoz. Üretim fazlaligimiz va. Çatalagzi eski bi santral. Üç aydir çalismeyo, daglar gibi kömür yigildi alan, satan yok.

Remzi,

- Karabük demir-çelige ya da Eren Enerji Termik Santraline versinlee Ismail abem.

Dayi Ismail,

- Eren termik santrali kömürünü Kolombiya’dan, Afrika’dan, Ukrayna’dan getiriyo. Onlarin kullandigi tas kömürünün kalorisi 5000’nin üzerinde. Biz de yüksek kaliteli kömürü Karabük demir çelige veriyoz. Salgin Türkiye’ye gelirse yandik valla!

- Neden ki o?

- Karabük demir çeligin yedegi 3 ay. Eger oraye kömürü veremezsek, fabirkanin yüksek sicaklikta çalisan çekirdegi donar. Bi dondu mu, fabirkayi sök, hurdaya sat artik, kim alisa..

Mehmet,

- Bu dogru mu Ismail dayi?

- Saka mi sandin?

Ziya,

- Ismail abe, bizim düsük kalorili kömürü Eren’e verselee, onla da yüksek kalorili cavur kömürüyle paçallayip gullansalaa olma mi abe?

- Bunu bizim TTK, Baskan’a söylemis. O da Eren’e teklif etmis. Eren olu demis. Ne var ki, biz ürettigimiz kömürü lagvarda yikadigimizdan bizim kömür islak. O nedenle, Eren, “biz bu kömürü bu halde kullanamayiz” demislee.

Hayri,

- Insallah bu mikrop Türkiye’ye gelmez be.

Dayi Ismail,

- Oglum bu bir mikrop, bi bakteri degil. Buna virüs deniliyor. Yani Türkçesiyle bulaski. Mikrop canli, ama virüs diri degil, gözlen görülmeyo bile, güççücük bi dikenli yaratik iste. Amma, agizdan, burundan, gözden giriyomus. Burunu, girip gibi tikadiktan sonra genizden cigerlere inip, cigerin gözlerinde bi yuvalanirsa, diriliyomus. Ondan sona köpek gibi bölünerek ürüyomus, önü alinameyomus artik.

- Hayalet mi len bu?

- Onun gibi bi sey. Orada milyonlarca çogalmaya baslayinca, gözlerin içine sigamadigindan patlatiyomus. Iste o durumda agzindan burnundan kan geliyo, soluk alamiyomussun. Bogarak öldürüyo yani. En çok da sigara içenlerle, koa hastalarini öldürüyomus.

Remzi,

- Boku yedik öyleyse. Benim bildigim Mehmet’den baska herkes civara içiyo. Içmeyosung deme len Memet.

- Remzi abe, paketin üstünde ne yaziyo? Sigara öldürür. Bunu göre göre nasil içerim abicim? Delimiyim abi?

Dayi Ismail,

- Aferim Memet. Sakin baslama oglum. Bizi de burada baslattilar. Birisi biraktirsa, evime bagilicam valla.

Ahmet,

- Allah korusun! Ben de hem cigara, hem de koa var.

Ziya,

- Bende de,

Hayri,

- Ben de de va..

- Ülen Remzi, Memet bi sizde yok Koa. Memet sende de olcek kömür tozu içinde çalisisan. Sen daha liseden yeni çiktin. 20 yasindasin. Bizle gibi hele bir kirki, elliyi devir sende de olcek,

- Ben maske takiyom Ismail dayi.

- Hiç çikartma. Nerden buldun Memet maskeyi?

- Annem yapivedi.

- Ülen Türkiye’de en büyük maske üreticisi Zonguldak’ta, devlet emir vemis, “tüm maskeleri Saglik Bakanligina teslim etceksiniz” diye, Zonguldak’da ara tara maske yok. Türkiye’de en pis hava Zonguldak’ta. Ne olcek burdaki milletin hali, düsünen yok?

- Ismail abe, Istanbul’da Bogaziçi Saglik Toplulugu diye bir topluluk Zonguldak için bir maske kampanyasi baslatmis. Bi kaç gün içinde yedi, sekiz bin maske Zonguldak’a ulastiracaklarmis.

- Memetcim, o bize gelmez be oglum. Bize gelene gada kim bilir kimin ellerinde kalir be Memedim.

- Saglik il müdürlügüne basvuralim Ismail abe!

- Bizi kim dinle be Memedim. TTK’nin isi o.

 Hapsu…Hapsu..Hapsu..

O sirada Ahmet hapsirinca, ondan saçilan tükürüklerden büyükçe bir serpinti, Ziya’nin yüzen geldi. Ziya kolunun tersiyle, yüzen siçrayan tanecigi sildi.

-Ülen gahbe dinli Amet. Sen tiksirceni bilmiyon mu len? Niye öbür tarafa dönmeyon abem sen?

- Kusura bakma Ziya. Amma Ziya tamam da dinime neden sövüyon abem?

- Ülen öylesine söyledik iste. Senin dinine söven yok! Sende kusura bakma.

- Geçen hafta, “hayirli, ugurlu olsun” ziyareti için, Amasra’da Umreden gelen Haci dayimlarin, mevlütlü yemek davetine gittiydik hanimla. Hem elini öpelim, hem sarmasip helalleselim diye. Karadeniz’den dogru bi poyraz üfürdüydü, dondum. Üsüttüm galiba. Hanim çocukla da evde yatiyola..Giz okula gitmedi. Benim de atesim va amma, bi aspirin içip geldim. Gelmisem yövmiye yancek. Allah sahidimdir, elim ayagimda derman yok amma dayancaz. Yüz karasi degil, ekmek parasi.

- Amasra’daki Hilmi dayin mi?

- O.

- Nasil geçmis?

- O ikinci defa gitti. Önce ki hacdi, bu Umre. Allah kabul etsin. Allah hepimize nasip eder insallah.- Amin.

- Kabe’yi ölmeden görün mutlaka deyo. Muhtesemmis. Mahseri bir kalabalik varmis, tavaf eden. Oraya kadar gitmisken, hacer-ül esveti görmüs, sarilip öpmüs.

- Üle tas öpülü mü?

- Öpülü ya! O Allahü taalanin cennetinden düsmüs, kutsal cennet tasi. Bakmis herkes öpüyo, o da öpmüs.

- Mikrop bulasir len?

- Üle Remzi, orasi Allah’in evi. Orda mikrobun ne isi va? Mikrop bizde. Garila açik saçik giyino. Güçügün böyüge, böyügün güçüge saygisi yok. Dolandiricilik, çalma çirpma, yolsuzluk hep bizde var.

- Arap’ta mikrop olmami len Amet! Çinli bi sürü Müslüman va. Ya ondan önce onlar öptüyse o cennet tasini!

- Olmaz bi sey. Ta ordan Mekke’ye gelmisler, koca Allah’im onlari korur.

Mehmet dayanamadi,

- Hadi git ordan Amet abe. Nasil gorucak?

- Ülen Memet sen dinsizsin yalim? Ne namazin, ne niyazin, ne de ibadetin var len senin?

- Ben inanmeyom abe böle düttürülere. Allah bene cehenneme yollayacaksa, yollasin, ne idem?

- Tövbe de len. Anan baban çarpilacak!

- Bene ellesmen. Herkes kendi yoluna arkadas!

Hayri,

- Memet, bizim oglan sus da Amet bi anlatsin.

- Sonra iki diz tavaf namazi gilmislaa. Herkes el yüz sürerek helallesmis. Bütün Müslümanlarin bi arada görmekten pek memnun olmus.

Ziya,

- Ülen Amet, Hilmi dayinlarda neler yediniz len?

- Bi gus sütü eksikti. Keskek, giymali pide, saray pilavi, firin kebap, limonata, gül serbeti, alkolsüz gülsuyu kolonyasi, lokum. Ayrica herkese Mekke tesbihi.

- Ulan o tesbihler Istanbul’dan gidiyoo Amet.

O sirada vardiya dayisi Ismail,

- Hadi çocuklar, su sofrayi toplayin, ise koyulalim. Bu kadar çene yeter.

Ahmet,

- Ismail abe. Ögle vakti geçmeden surda bir namazimi eda etmeme izin va mi abecim?

- Tamam Amet. Çabuk ol.

- Ezan okuyayim mi abem.

- Oku.

Ahmet oradaki pet siseden abdestini aldi. Onun arkasindan Hayri de ona katildi. Ötekiler kazma küregi alip, aynaya dogru gittiler.

- Allahü ekber, Allaaaaaahü ekber….

Serilen gazeteler üzerinde ögle namazini kildilar, çalismaya koyuldular.

- Sagol Ismail abe.

- Ne demek! Allah kabul etsin Amet.

- Hapsu hapsu hapsu. Ha canini yandigim tiksirmesi bi türlü geçmedi yahu.

Mehmet,

- Amet abe, sen bi doktora görün derim. Senin Hilmi dayin, her milletten insanla el, yüz sürüp helallesti. Umarim, ne sen de ne de onda bi sey yoktur.

- Memet agzini hayir aç. Müslümanlar Allah’a itikat ediyolaaa. Evel Allah bize bi seylee olmaz. Asil önemlisi siz itikatsizlee koruyun kendinizi..Yüce Allahim ne yapcani iyi bilir.

- Neden böyle deyon Amet abe? Biz de Allaha inaniyoz. Ben her cumaya giderim ben yani.

- Tamam Memedim, kusura bakma. Geçen hafta çarsi camisinde Cuma’da gördüm seni. Aferim gözüme girdin. Ancak vakit namazlari da sart. Öhö, öhö, öhö..Hapsuuuuu.

 

Ondan sonra, iki Cuma’ya daha Memetle, Hayri ile bulusup gittiler. Sonra, Bilim Kurulunca 31 büyük ilde sokaga çikma yasagi ilan edildi. Zonguldak’a giris çikis yasaklandi.

Ahmet’in tüm ailesinde, Dayi Ismail disinda tüm vardiya da Covit-19 bulundu. Haci Hilmi dayisi ile esi ileri yaslarda olduklarinda öldüler. Mevlüde katilan 120 kisiden 85’inde bulaski görüldü. Ahmet iyice hastalaninca hastaneye kaldirildi. Soluk borusu takildi. Mehmet genç oldugu için ayakta atlatti. Hayri, Ziya, Remzi gözetim altina alindi.

Istanbul’dan anbar ile yollanan maskeler, Gülsüm Yilmaz ile Tülin Papila’ca teslim alinarak, Saglik Il Müdürlügü ile Saglik Bilimleri Fakültesine dagitildi. Saglik çalisanlarindan 13 kisiye Covit-19 bulasti.

Ahmet’in esi ile iki çocugu salgini atlatti. Koa’li olan Ahmet, Hakkin rahmetine kavustu. Cenazesine kimse alinmadi. Gökçebey’de aile kabristanina görevlilerce, sessizce gömüldü. 16 Nisan 2020”